Artık birçok elektrikli araçta ısı pompası ısıtması kullanılmaya başlandı. Prensip olarak klima ısıtmasıyla aynı prensipte çalışan elektrik enerjisi, ısı üretmek yerine ısıyı transfer eder. Tüketilen elektriğin bir kısmı, birden fazla ısı enerjisi transfer edebildiği için PTC ısıtıcılara göre daha az elektrik tüketir.
Isı pompası teknolojisi ve klima soğutması ısı transferi teknolojisi olsa da, elektrikli araçların ısıtma havası tüketimi klimadan daha yüksek. Peki, sorunun iki temel nedeni var:
1, sıcaklık farkını ayarlamanız gerekiyor
İnsan vücudunun rahat hissettiği sıcaklığın 25 santigrat derece, yazın arabanın dışındaki sıcaklığın 40 santigrat derece, kışın ise arabanın dışındaki sıcaklığın 0 santigrat derece olduğunu varsayalım.
Yazın arabadaki sıcaklığı 25 santigrat dereceye düşürmek istediğinizde, klimanın ayarlaması gereken sıcaklık farkının yalnızca 15 santigrat derece olduğu açıktır. Kışın ise klima arabayı 25 santigrat dereceye kadar ısıtmak ister ve sıcaklık farkının 25 santigrat dereceye kadar ayarlanması gerekir, bu da iş yükünü önemli ölçüde artırır ve doğal olarak güç tüketimini artırır.
2, ısı transfer verimliliği farklıdır
Klima açıkken ısı transfer verimliliği yüksektir
Yaz aylarında araç kliması, aracın içindeki ısıyı dışarıya aktararak aracın serinlemesini sağlar.
Klima çalışırken,kompresör soğutucuyu yüksek basınçlı bir gaza sıkıştırırYaklaşık 70°C'lik bir sıcaklığa ulaşan soğutucu, ön tarafta bulunan kondansatöre ulaşır. Burada, klima fanı havayı kondansatörden geçirerek soğutucu akışkanın ısısını alır ve soğutucu akışkanın sıcaklığı yaklaşık 40°C'ye düşürülerek yüksek basınçlı sıvı haline gelir. Sıvı soğutucu akışkan daha sonra orta konsolun altında bulunan küçük bir delikten buharlaştırıcıya püskürtülür, burada buharlaşmaya başlar ve büyük miktarda ısı emer ve sonunda bir sonraki çevrim için kompresöre gaz halinde girer.
Soğutucu akışkan aracın dışına salındığında, ortam sıcaklığı 40 santigrat derece, soğutucu akışkan sıcaklığı 70 santigrat derece ve sıcaklık farkı 30 santigrat dereceye kadar çıkmaktadır. Soğutucu akışkan aracın içine ısı emdiğinde, sıcaklık 0 santigrat derecenin altına düşmekte ve araç içindeki hava ile sıcaklık farkı da oldukça büyük olmaktadır. Soğutucu akışkanın araç içindeki ısıyı emme verimi ile ortam ile araç dışındaki ısı salınımı arasındaki sıcaklık farkının çok büyük olduğu, dolayısıyla her bir ısı emme veya salma veriminin daha yüksek olacağı ve dolayısıyla daha fazla enerji tasarrufu sağlanacağı görülmektedir.
Sıcak hava açıldığında ısı transfer verimliliği düşüktür
Sıcak hava açıldığında, durum soğutma sisteminin tam tersidir ve yüksek sıcaklık ve basınca sıkıştırılan gaz halindeki soğutucu akışkan, önce aracın ısı eşanjörüne girer ve burada ısısını dışarı atar. Isıyı dışarı attıktan sonra, soğutucu akışkan sıvı hale gelir ve ön ısı eşanjörüne akarak buharlaşır ve ortamdaki ısıyı emer.
Kışın sıcaklık çok düşüktür ve soğutucu akışkan, ısı değişim verimliliğini artırmak istiyorsa buharlaşma sıcaklığını düşürebilir. Örneğin, sıcaklık 0 santigrat derece ise, soğutucu akışkanın ortamdan yeterli ısıyı emebilmesi için sıfır santigrat derecenin altında buharlaşması gerekir. Bu, havadaki su buharının soğukken donmasına ve ısı eşanjörünün yüzeyine yapışmasına neden olur. Bu durum, sadece ısı değişim verimliliğini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda buzlanma şiddetliyse ısı eşanjörünü tamamen tıkayarak soğutucu akışkanın ortamdan ısıyı emememesine neden olur. Bu sırada,klima sistemiSadece buz çözme moduna girebilir ve sıkıştırılmış yüksek sıcaklık ve yüksek basınçtaki soğutucu akışkan tekrar aracın dışına taşınır ve ısı, buzun tekrar eritilmesinde kullanılır. Bu sayede ısı değişim verimliliği büyük ölçüde azalır ve güç tüketimi doğal olarak artar.
Bu nedenle, kışın sıcaklık ne kadar düşükse, elektrikli araçlar o kadar fazla sıcak havayı çalıştırır. Kışın düşük sıcaklıkla birlikte, bataryanın etkinliği azalır ve menzil kaybı daha da belirginleşir.
Gönderi zamanı: 09 Mart 2024